Başlangıç hikayem; başarıyla sonuca varan, üyenizden aldığım bilgiydi. Web sayfasını incelediğimde sistem, mantığımla örtüşüyordu. Aslında yıllardır aradığım, istediğim bu uygulamaydı. Örneğin; bir ayda 10 kilo alabilme kapasitesine sahip ben… Fakat bir ayda 10 kilo veremiyordum. Neden? “Olmaz cıss, sağlıklı değil. Sağlık olan nedir??” Bir ayda aldığım bu kiloyu, dört ayda vermek mi? Benim mantığım şunu savunur; bir ayda 10 kilo alabilme kapasitesine sahipsem, bir ayda da 10 kilo verme kapasitesine sahibimdir. Tamamen doğru orantı kuruyorum. Bu orantıyı HK Performans’ın da kurduğunu görmek, yalnız değilim hissini yaşattı bana. Fakat başlamam zaman aldı. İşlerimin ve ön yargılarımın yoğun olduğu bir evreydi. Hatta çok yoğun olduğum dönemde, karar vermem ve başlamam zihnimdeki olumsuz düşüncelerden kurtulduğumu gösteriyordu. Ön yargılarımdan, menfi düşüncelerimden arınarak sisteme başlamayı, başarı olarak görüyorum. Karar vermek, başarmanın ilk ve en önemli adımıdır.
Ve ilk adım… sevgili kilo bekçim ile tanışıyorum. İlk günler beni zorlayan ve yorucu günlerdi. Yoğunluktan sisteme giremiyordum. İlk ay sisteme ve kilo bekçim’ e alışmamla geçti. Yorucu günlerdi. Kilo bekçimle konuştukça, kendimi analiz ediyordum. Öyle ki; zihnim sis yığını gibiydi… Her geçen gün bu sislerden arınıyor ve kendimi normal hava şartlarını yakalamış buluyordum. Bu dönemi biraz da tek çıkış kapılı labirente benzetiyorum. Tek çıkış kapısı olan bir labirentin içindeyim ve sadece kilo bekçimin sesini duyuyorum. Halen de duymaya devam ediyorum. Çıkış kapısı ufukta görünüyor.
Kilo bekçimle ilgili; bilgili, alanında deneyimli, tecrübeli, öğrencisine ve dersine hakim öğretmen(dersi kaynatmanıza imkan yok, bu deneyim tecrübeyle sabit), stratejik zekaya sahip(öğrencisine her zaman yedekte stratejisi mevcut), doğru zamanlama da doğru yönlendirme yeteneğine sahip. Ve sabırlı… Kaya gibi… Eklemeden geçemeyeceğim hayvan sever, profesyonel sporcu, nitelikli ender kişiliklerden ve hızlı okuma, hızlı klavye kullanma tekniğine sahip.
Kilo bekçiliği Kavramı; Bu konuda Halil Bey’ i takdir ediyor ve saygıyla selamlıyorum. Zırhlı kahraman, sisteme meydan okuyan adam.
Kilo bekçiliği sistemi; online eğitim. Bilgisiyle, deneyimleriyle, tecrübesiyle, zorlu ve sıkıntılı süreçte sürekli yanımda.
Kilo problemi olan herkese, kilo bekçiliği sistemi davettir. İcabet etmek ya da etmemek sizin kararınızdır.
ASPARTAM
Aspartam; geçmiş konular içerisinde etkileyen ve etkisi uzun süren konudur. Öyle ki; bu konunun akabinde yaşadığım market alışverişi, bendeki kırılma noktasıdır.
Marketteyim; tatlı ve tatlı içeren hiçbir ürün almadan çıktım. Bugüne kadar tatlı sorunu; hiçbir doktorun, diyetisyenin etkilemediği, yönlendiremediği konuyu aspartam gerçeğiyle çözmüş buluyorum. Süreç öncesi her gün tatlı tükettiğimi hatırlayınca, geçmiş 3,5 ay içinde bir defa tatlı kaçamağım olsa da bu sorunu yendiğimi düşünüyorum.
Aspartam; kimyasal tatlandırıcı ve vücuda zararlı. Tatlı içeren ürünlerde kullanılan, insan vücudunda kanser etkisi oluşturan, maliyeti ucuz, zararlı katkı maddesi.
Yurt dışında kimi ülkelerde yasaklanan maalesef bizim ülkemizde rahatlıkla bulunan aspartam.(unutmadığım simgesi E951)
VÜCUDUN ŞİFRESİ
Aspartam konusundan sonra Vücudun Şifresi’ne değinmek istiyorum. Bu konuları zihnime arka arkaya kaydettim. ‘Son alınan gıdaların beyindeki elektro kimyasal etkisi’ anlatılmak istenen tek cümleyle, bu denli doğru ifade edilir. Kimyasal değişim ve ardından gelen kimyasal reaksiyon.
Bu cümlede anlatılmak istenen benim ve tüm kilolu kişilerin, kilolu olma gerçeği. Tükettiğimiz gıdalar, sonraki tüketeceğimiz gıdayı gösteriyor. Tatlı, çikolata vb…
Yediğimizde anlık, geçici mutluluk ve kısa süren keyif… Ardında tekrar açız ve tekrar yiyoruz. Kısır döngü ve sonrasında eklenen pişmanlıklar. Geriye baktığımda, yaşadığım açlıkların ve fazla tüketimlerin sebebi katkı maddeleri. Şuan kendimi bu konuda nasıl hissediyorum? Tüketeceğim gıdaya dikkat ediyorum. Daha masum besinler tercih ediyorum. Sonrasında neyi tükettireceğine bakıyorum. Sebep-sonuç ilişkisi kuruyorum. İlerleyen zamanda bu konuda daha iyi olacağıma inanıyorum.
ÇEMBER
Çember; ilk aklıma gelen ‘ ya dışındasındır çemberin, ya da içinde yer alacaksın’ şarkı sözleriydi. Bugüne kadar çemberin dışında kalanlardanım.
Sektörün, güçlü pazar payı ve çarkı farklı yönde döndürdüğü düşünüldüğünde dışında kalmam ya da kalmamız gayet normaldir. Buna en güzel örnek; 80’li yıllarda margarinin sağlıklı olduğunu savunan ve Türk halkının sofralarına kabul ettiren sektör, şuan tam tersini savunuyor. Bugün ise farklı çarkların, farklı yönleri savunuluyor. Tabi yersen…
Konuya bu noktadan itibaren, içeriğindeki başlık sıralamalarını dikkate almadan doğaçlama devam edeceğim.
Stres Yönetimi
Süreç içerisinde kendimi tanımadığımı fark ettiren konudur. Halbuki kriz masalarını en iyi ve doğru yönlendirdiğimi düşünüyordum. Problemler, sorunlar karşısında kısa sürede, hızlı çözüm yollarına gidiyordum. Yani parmağı kopan birinin, alık alık yüzüne bakmak yerine kopan parmağı bulmak ve doğru yönlendirmek. Aslında çıkardığım sonuç; bugüne dek somut stresleri yönetebilmişim. Soyut stresleri, yoğun trafikte el frenini çekip bırakmışım. Ruhumdaki stresi yönetemediğimi öğrendim. Farkında olmadan stresliyken yiyen, yerken stresli biri haline gelmişim.
Konuyu değerlendirdiğimde; stresi doğru yönetebilmek adına, ilkin stres topuyla oynamaya başladım. Başlangıç için bu uygulama basit ve komik gelmişti. Fakat etkili bir yöntem, şuan herkese tavsiye ediyorum. Zaman içerisinde bu uygulamaları çeşitlendirdim. Gerginsem, sinirliysem, birilerine kızmışsam ve karşımdakine bunu hissettirdikten sonra ‘ hayatı tesbih yaptım sallıyorum’ şarkısını dinliyorum. Stres yönetimiyle ilgili geldiğim son nokta; gerginken yemeğe saldırmıyorum. Bazen kaçamaklarım olsa da bu konuyla ilgili sorunun %75’ lik kısmını çözdüğümü düşünüyorum. İlerleyen zamanda kalan % 25’lik kısmı da çözeceğime ve alışkanlıklarım arasında olacağına inanıyorum.
Hislerin Kontrolü
Şişman insanlar; ruhu-bedeni-zihni-duyguları aç kişilerdir. Her anlamda aç olan kişinin, zaafları ön plana çıkar. Mantıksal zekaya sahip kişiler böyle durumlarda – zarar analizi yapar ve hislerini kontrol altına alır. Evet hislerimi kontrol edemediğim için, iç dünyamda mantıksal zekayı uygulayamadığım için, yemek yeme zaafım ön planda olduğu için, şişmanım.
Bu konuyu stres yönetimiyle bağlantılı buluyorum. Stres anında hislerini kontrol altına alabilen kişi, başarılıdır. Benim yemekle ilgili en büyük sorunumve bugün ki kilo probleminin altında yatan gerçek budur. Bu konuyu biraz da ihmal edilmeye bağlıyorum. Canlıyız ve ihmale gelemiyoruz. Kendimle ilgilenmeyi ihmal ettiğim dönemlerde ve hislerimi kontrol edemediğim evrelerde, yemek yemeyle şımarttığımı fark ettim. Bu farkı da, bu süreç sağladı.
Şuan geldiğim durum ise; insanı nitelikli yapan ilkeleridir. Hedefi, hayalleri olan kişi ilkelerinden ödün vermez prensip kararını uyguluyorum. Geçmiş dönemle kıyasladığımda kendimi, yol aldığımı düşünüyorum. İlerleyen zaman da uzun yola çıkacağıma inanıyorum.
Koku Molekülleri Kontrolü
Bu konuda, kendimi Pavlov’ un köpeğine benzetiyorum. Aramızdaki fark, o zil sesini duyunca salya akıtmaya başlıyor. Ben ise, yemek kokularını hissedince ağzımın suları akıyor ve açlık hissediyordum. Öyle ki, yaşadığım tamamen şartlandırılmış refleks. Süreç başlarında pek de kolay olmadı ama bu konuda kendimi geliştirdiğimi, değiştirdiğimi düşünüyorum. Uygulamadaki ilk tekniğim yemek olan mekanlara gitmemek, işyerinde yemekhaneye gitmemekti. Artık arkadaşımı öğlen yemeklerinde yalnız bırakmıyorum. Birlikte yemeğe gidiyoruz ama tek fark eskisi gibi çeşit almıyorum ve kokulardan etkilenmiyorum.
Kilobekçiliği sistemine başvurmak için bize ulaşın
Doğum Sonrası Zayıflama Hareketleri 